Kadın Kooperatiflerinin Çıkmazı: Az Kazanç Çok Vergi
KEİG Platformu
Kadın kooperatifleri Türkiye’de 2000’lerin başlarından beri hükümet, kalkınma örgütleri ve çeşitli uluslararası kuruluşlar tarafından desteklenen ve teşvik edilen yapılar haline geldiler. KEİG’in 2015 yılında yaptığı araştırma, kadın kooperatiflerinin “bir kalkınma çözümü olarak çok taraflı bir sosyo-politik uzlaşı” olduğunu ortaya koydu.[1] Bu denli ilgiyle karşılanmasının ve sürekli yenilerinin açılmasının teşvik edilmesinin esas nedeni, birçok soruna “sihirli değnek” olacağı inancıdır. Buna göre kadın kooperatifleri diğer kooperatif türlerinden farklı olarak yoksul kadınlara ulaşma ve yoksullukla mücadele etme, istihdam yaratma, sosyoekonomik kalkınma ve aynı zamanda sosyal güçlenme bakımından büyük bir potansiyele sahiptir. Dolayısıyla dünyanın birçok yerinde kimi zaman toplulukların bir dayanışma ekonomisi olarak sürdürdükleri kooperatiflere, özel olarak kadın kooperatiflerine, Türkiye’de bizzat hükümet tarafından çok fazla anlam ve sorumluluk yüklenmiştir.
Şüphesiz kooperatifler hem sosyal hem de ekonomik güçlenme bakımından, ama en önemlisi örgütlenme işlevi nedeniyle kadınlar için önemli bir potansiyele sahiptir. Ancak çoğu kere sosyal amaçların ekonomik amaç kadar, hatta ondan daha fazla ön plana çıktığı kadın kooperatifleri, çok ciddi yasal ve iktisadi yükümlülükler altında eziliyor, kendisini devam ettiremiyor. Ya atıl hale geliyor ya da kapanıyor. Örneğin 2015 yılında 152 kadın kooperatifinin sadece 80’i aktifti.[2] Birçok durumda kadınlar yasal yükümlülükleri bilmeden ve hiç kooperatifçilik eğitimi almadan kooperatif kurmaya teşvik ediliyor ve son derece ciddi sorunlarla karşılaşıyorlar. Bu açıklamayı yapmaktaki amacımız, KEİG üyesi kadın kooperatifleri ve kooperatifleşmeyi düşünen derneklerin de deneyimlerinden yola çıkarak bu konudaki bazı önemli sorunlara dikkat çekmek ve kooperatif kurmayı amaçlayan kadınlarla bazı temel bilgileri paylaşmaktır. Bu aynı zamanda ileride yapacağımız daha kapsamlı bir çalışma için giriş niteliği taşıyor.
Yasal Kapsam ve Prosedürler
Her şeyden önce kadın kooperatifleri de diğer kooperatifler gibi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı, 6102 sayılı Ticaret Kanunu uyarınca bir ticaret şirketidir. Hem 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hem de 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Ticaret Kanunu uyarınca çeşitli yasal yükümlülükleri vardır. Dolayısıyla teorik olarak sosyal amaçlarının ön planda olması onu bu yükümlülüklerden muaf tutmaz. Bu anlamda bir dernek kurmak ile kooperatif kurmak arasında büyük farklar vardır. Kooperatif kurmak için öncelikle:
– Üretim ya da hizmet yapılacak alan seçilir. Bu noktada kooperatife verilecek isim çok önemlidir. Üretim yapılacaksa bu “üretim kooperatifi” olmalıdır, mevzuatta “üretim ve işletme kooperatifi” olarak geçer. Çünkü kadınların bu ayrımı fark etmeden bazen “tüketim” kooperatifi olarak kurulması sorunlara yol açıyor ve tekrar “üretim” ibaresi eklenmek istenirse yaklaşık beş bin lira ödeme yapılıyor.
– Daha sonra yedi asil, beş yedek üye ile başvuru aşamasına geçilir. Başvurudan önce kadınların mutlaka Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan “Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesi”ni[3] incelemeleri gerekir. Kooperatifin kuruluş izni için Ticaret İl Müdürlüğüne başvurulur.
Giderler ve Yükümlülükler
Ancak hem kuruluş sürecinde hem de kooperatifin sürdürülmesinde çeşitli giderler, vergi yükümlülükleri ve muhasebe ücretleri vardır ve bunlar oldukça yüksektir:
– Kooperatifler yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri, yönetim kurulu karar defteri ve pay defteri (ortaklar defteri) tutmak zorundadırlar. Bu defterler kullanılmadan önce noter tarafından tasdik edilir.
– Kooperatiflerin karşılaştığı en büyük zorluklardan birisi bu noktada ortaya çıkıyor. Birincisi, 2017 yılı itibarıyla, kuruluş sırasında bürokratik prosedürler için ödenen ücretler altı bin lirayı bulabiliyor. İkincisi, kooperatif kurulduktan sonra her yıl genel kurul yapma zorunluluğu, muhasebe ücretleri, ticaret odası kaydı gibi işlemler ile birlikte kazanç olsun olmasın, yıllık ortalama beş bin lirayı bulan yüksek ödemeler söz konusudur. [4]
Üretim ve Pazarlama
Türkiye’de kadın kooperatifleri genellikle küçük çaplı üretimin yapıldığı ve dolayısıyla gelirlerin düşük olduğu yapılardır. Üretim ise çoğu kere sürekli değildir; mevsime ve çeşitli dönemlere göre değişir.
Pazarlama alanı sıkıntısı nedeniyle ürünlerin satılamaması yaygın bir durumdur. Hem kamu kurumları hem de çeşitli yapılar tarafından teşvik edilen ve kadınların büyük umutlarla ve ciddi ödemeler yaparak kurdukları kooperatifler bu ve çeşitli nedenlerle devam edemiyor ve kapanmayla yüz yüze kalıyor. Kimi zaman hiç kazanç elde etmeden sürekli olarak muhasebe ücretleri ve çeşitli vergiler ödemek, kadınları borçlu hale getiriyor. Çünkü bu kooperatifler, örneğin büyük süt kooperatifleri gibi yapılarla aynı vergi sistemine tabidirler. Bu yükümlülükler aynı zamanda üretim yapan ve kooperatifleşmek isteyen dernekler için de cesaret kırıcıdır.
Talepler
Bu nedenle kadın kooperatiflerinin uzun zamandır temel taleplerinden biri yasal düzenleme ve mevzuat alanında olmuştur. Bunlar:
– Kooperatif kurma ve işletme masraflarının düşürülmesi
– Noter ve ticaret odaları mevzuatlarında kuruluş masraflarının düşürülmesi için düzenlemeler yapılması
– Vergi muafiyeti ve vergi indirimlerinin yapılması; kadın kooperatiflerinden gelir elde edilmediği sürece vergi alınmaması.
KEİG üyesi bazı kadın kooperatiflerinin ve derneklerin sık sık ifade ettikleri şeylerden biri, hükümetin kadın kooperatiflerini kimi zaman “abartarak” anlatması ve acele bir şekilde kooperatif kurulmasını teşvik etmesidir. Kadınlar mali zorluklar ve yükümlülüklere dair çekincelerini dile getirdiklerinde ise üretim yapacakları ve dolayısıyla ödemelerde zorluk yaşamayacaklarına dair cevaplar almaktadırlar. Oysa pratikte bu yükümlülüklerin kooperatiflerin devam edememesinin ve kapanmasının esas nedeni olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, kooperatif kurma niyetinde olan kadınların bunları dikkate almasını öneriyoruz.
[1]KEİG, Türkiye’de Kadın Kooperatifleşmesi: Eğilimler Ve İdeal Tipler, 2015. http://www.keig.org/wp-content/uploads/2016/03/koopwweb.pdf
[2]KEDV, 5. Kadın Kooperatifleri Toplantısı raporu, 2015, http://www.kedv.org.tr/wp-content/uploads/2016/03/5.Kad%C4%B1n-kooperatifleri-bulusmasi.pdf
[3] Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesi, http://koop.gtb.gov.tr/data/549179fcf293703cbcde0b58/4-KADIN%20G%C4%B0R%C4%B0%C5%9E%C4%B0M%C4%B0%20%C3%9CRET%C4%B0M%20VE%20%C4%B0%C5%9ELETME%20KOOPERAT%C4%B0F%C4%B0%20ANAS%C3%96ZLE%C5%9EMES%C4%B0.pdf
[4] Kooperatifin sermayesinin beyanında ortaklık payının değeri 100 liradır. Ortaklar en fazla 5,000 lira pay taahhüt edebilirler. Kurucuların taahhüt ettiği pay bedellerinin en az dörtte biri tescilden önce, gerisi tescili izleyen iki yıl içinde ödenir. Kuruluş sırasında ise yedi asil ve beş yedek üyenin noter tasdikli kimlik fotokopisi ve vekalet için kişi başına 85 lira; ticaret odası kaydı için 225 lira, maliye kaydı için 125 lira, muhasebe ve defter kaydı için 750 lira gibi birçok ödeme vardır. Kooperatif kurulduktan sonra ise kazancın olup olmamasına bakılmaksızın her ay 125 lira vergi, altı ayda bir 240 lira ticaret kaydı ve yılda bir yönetim kurulu yenileme için 1,500 lira; toplamda ortalama 5,000 lira ödeme yapılıyor. Bu ücretler 2017 yılına göre hesaplanmıştır.