COVID 19 Salgını ve Türkiye’nin Maliye Politikaları

Yelda Yücel, KEFA[1]

Tüm dünyada ülkeler COVID 19 kriziyle baş etmek için çok çeşitli önlem paketleri uyguluyor. Maliye politikalarının kapsamı ve büyüklüğü hükümetlerin mali kapasitelerine, yani kriz dönemlerinde krizin etkilerini gidermeye dönük araçları ve finansal imkânları ne kadar harekete geçirebileceklerine bağlı. Başka bir ifadeyle, kamu otoritelerinin krize tepkisini vergi ve diğer kamu gelirlerinde yapılacak düzenlemeler, hedeflere uygun harcamalar ve bu harcamaların finansmanı için (iç-dış borç veya yardımlar gibi) gerekli kaynağın sağlanabilmesi belirliyor. Bugüne kadar Türkiye’de ve dünyada çok sayıda krizde hızlı ve etkin kamu müdahaleleri krizin etkilerini gidermede, çözümü piyasa mekanizmasının kendiliğindenliğine bırakan veya kemer sıkma önlemlerine başvurmayı içeren yaklaşımlara göre çok daha çabuk sonuç verdi (Yücel, 2013; 2015). Bu nedenle, bugün yaşadığımız hem sağlık krizi, hem de ekonomik kriz yine etkin bir kamu müdahalesini gerektiriyor.

Ne var ki, geçmiş deneyimler krizlere yönelik alınan önlem paketlerinin çoğunlukla toplumsal cinsiyet körü olduğunu gösterdi. Kamu politikaları kamu hizmet ve kaynak dağılımının amaç, yöntem ve içeriğini belirlerken, hangi toplumsal kesimlerin ne tür hizmetleri alabileceğini de belirler. Ancak, genellikle bu süreçlerin kadınlar, erkekler, kız çocukları, oğlan çocukları, göçmen kadınlar, erkekler, yaşlı kadın ve erkekler gibi çok farklı kesimlerin yaşamlarında nasıl bir etki yaratacağı dikkate alınmaz. Örneğin, vergi sistemleri ve politikası başlı başına toplumsal cinsiyet sonuçları ile birlikte düşünülmesi gereken bir konudur (İlkkaracan, 2019) çünkü vergi düzenlemeleri harcanabilir gelirleri etkiler. İşgücü piyasasındaki ayrımcılıklar yüzünden kadınlar aleyhine oluşan gelir eşitsizlikleri, vergi politikası adil tasarlanmadığında vergi yükünün kadınlar ve erkekler arasında farklı dağılmasına (çoğu durumda kadınlar aleyhine eşitsizliklere) neden olur. Veya bir başka örnek, kamu otoritesinin gelir yaratmak için gaz, su ve elektrik gibi kitlesel dağıtım işini özelleştirmesi temel ihtiyaç maddelerinde fiyatları arttırabilir; bunun sonucunda, hanelerin tüketimi düşer ve yakacak, su gibi yaşamsal ihtiyaçların temini hane bakımını üstlenen kadınların omuzlarına yüklenir (Yücel, 2020). Kamu politikalarının toplumsal cinsiyet etkisi dikkate alınmadan tasarlanıp hayata geçirilmesi kadın erkek eşitsizliklerini derinleştirebilir; uygulanan politikaları işlevsiz hale getirebilir ve kaynakların heba edilmesine neden olur.

Türkiye’de COVID 19 salgının yol açtığı ekonomik tahribata yönelik 23 Mart 2020 ve 20 Nisan 2020 tarihlerinde iki mali paket açıklandı. Merkez Bankası tarafından maliye politikaları ile uyumlu, destekleyici para politikası da uygulanıyor. Salgının başladığı ve etkisini henüz tam anlamıyla gözlemlemediğimiz Mart ayı itibariyle bütçe giderlerinde artış; özellikle vergi gelirleri başta olmak üzere gelirdeki düşüş ve dolayısıyla bütçe açığındaki artış dikkat çekiyordu. Mart ve sonrasında bu eğilimlerin daha da şiddetleneceğini ve Türkiye’nin ekonomi politikalarının çerçevesini mali kısıtların belirleyeceğini akılda tutmamız gerekiyor. Açıklanan 100 milyar TL büyüklüğündeki kriz paketinin 75 milyar TL’si maliye politikalarına (planlanan gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) %1.5’i), 25 milyar TL’lik kısmı (GSYH’nın %0.5’i) Kredi Garanti Fonu limiti artışına ayrılmış[2]. Bu büyüklükte bir paket, örneğin COVID 19 krizini iyi yöneten ülkelerden biri sayılan Almanya’nın GSYH’sının %4.9’una denk gelen mali önlemlerine kıyasla oldukça mütevazi.

Türkiye’nin ekonomik önlemler paketi içinde planlanan harcama ve vergi uygulamalarının beklenen yüküne dair ayrıntılara sahip değiliz. Bununla birlikte, önlemler krizden etkilenen sektörlere vergi ve SGK ödemelerinde erteleme ve muafiyetler; kredi kullanım ve ödeme kolaylıkları, kamuya olan kira ödemelerinde erteleme gibi teşvikleri içeriyor. Paketin büyük bir bölümü bu desteklere ayrılmış. Çalışanlar lehine en temel düzenleme ise kısa çalışma ödeneğinden yararlanma şartlarının kolaylaştırılması ve kapsamının genişletilmesi. İşten çıkartmanın yasaklanması ve bununla birlikte işverene çalışanları ücretsiz izne çıkartma hakkının tanınması paketin en tartışmalı konularından biri. Ekonomik canlandırma etkisi sınırlı kalacağı için eleştirilen emekli aylıklarına yapılan artış ve ihtiyaç sahibi 2 milyon kişiye 1000 TL’lik nakdi destek dışında hanehalkı ile ilgili kayda değer bir önlem de gözlenmiyor.

Paketin bütününe bakıldığında, mali önlemlerin gerek üretim sektörleri gerekse çalışanların durumunun iyileştirilmesi açısından sınırlı kaldığı; önlemlerin bütünlükten uzak, çok parçalı, öncelikle krizden etkilenen mal ve hizmet sektörlerinde üreticilerin nakit akışını rahatlatarak ayakta kalmasına dönük tasarlandığı görülüyor. Kadınların bu krizde yaşadığı özgül sorunlara dair herhangi vurgu yok. Bu bağlamda bu paket 2008 krizinde açıklanan önlemlerin bile gerisinde kalıyor çünkü 2008 mali paketinde kadınlar ve gençlerin istihdamı önceliklendirilmiş ve buna bir kaynak ayrılmıştı. O dönem toplam istihdamı korumak için açıklanan önlemler paketin %20’sine; 2008 GSYH’sinin de %1.1’ine denk geliyordu (Yücel, 2015). Dolayısıyla, içinde bulunduğumuz krize yönelik açıklanan bu mali paketin cinsiyet-körü, yani, toplumsal cinsiyetle ilişkisi kurulmadan, hane içi ve hane dışı, ücretli-ücretsiz emek yüklerinde kadınlar aleyhine oluşan sonuçlar dikkate alınmadan hayata geçirilmiş önlemlerden oluştuğunu söyleyebiliriz. Öte yandan bu dönemki kamu politikalarının toplumsal cinsiyet etkilerini izleyebilmemiz için daha fazla veriye ihtiyacımız var. Örneğin, alınan önlemler hangi sektörlerde, hangi toplumsal kesimleri etkileyecek? Kısa çalışma ödeneğinden veya ücretsiz izin dönemindeki cüzi gelir desteğinden kimler yararlanabilecek? Kira veya kredilerde ödeme kolaylıklarının kadınlar ve erkekler için etkileri ne olacak? Maliye politikalarının hanehalkı üyeleri, çalışanlar, işverenler, tüketim, ücretler, gelir dağılımı gibi çok farklı düzeylerde toplumsal cinsiyet izdüşümü nasıl olacak? Bunun gibi pek çok soru ilerideki dönemlerde krizin ve uygulanan ekonomi politikalarının toplumsal cinsiyet etkilerini gözler önüne sermek için biz araştırmacıların çalışacağı konular olacak.

Krizin kadınların üzerinde oluşturacağı yüklerin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin azaltılması için:

  • makro politikaların (maliye ve para politikalarının) toplumsal cinsiyet etki ve değerlendirmeyi içermesi,
  • mali politikaların planlanması, uygulanması ve kriz yönetimlerinde muhakkak toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışan kesimlerden görüş ve destek alınması,
  • sektör temelli vergi uygulamalarının ve teşviklerin kadın-erkek çalışan, hane içi ve hane dışı emek yükü, ücret ve hak etkilerinin hesaba katılması,
  • gelir vergisi düzenlemelerinin artan oranlı (adil) vergileme sistemi ile uyumlu olması,
  • gıda, giyim, temizlik gibi temel ihtiyaç maddelerinde KDV indirimleri yapılması,
  • bu dönemde yapılacak altyapı harcamalarının ileri-geri bağlantıları zayıf sektörler yerine; büyüme, yoksulluk, istihdam ve toplumsal cinsiyet eşitliği etkilerinin daha güçlü olduğu sağlık, çocuk ve yaşlı bakımı gibi sosyal altyapı harcamalarına yönlendirilmesi,
  • merkezi ve yerel yönetimlerde toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemenin hayata geçirilmesini öneriyoruz. 

Kaynaklar:

  • İlkkaracan, İpek. 2019. Fiscal Policy, Taxation and Gender Equality in Jordan. UN Women Jordan.
  • IMF (International Monetary Fund). Policy Responses to COVID 19. https://www.imf.org/en/Topics/imf-and-covid19/Policy-Responses-to-COVID-19#T%20%20Key%20Policy%20Responses%20as%20of%20April%2022,%202020 (Erişim: 4 Mayıs 2020)
  • TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği). İş Dünyası için Ekonomik Tedbirler. https://tobb.org.tr/Sayfalar/20200323-covid-destegi.php (Erişim: 4 Mayıs 2020)
  • Yücel, Yelda. 2015. “Küresel Resesyonda Ekonomik Politikalar ve Farklı Refah Rejimlerinde Emek Piyasası Dönüşümleri”, İktisat Dergisi, Sayı: 523, Ocak-Mart 2013, s.31-39.
  • Yücel, Yelda. 2015. “Response to the Crisis and Gender Segregation in Turkey’s Labour Market”, Economic and Labour Relations Review, Vol. 26(2): 276–295
  • Yücel, Yelda. 2020. “Eșitsizliklerle Mücadele için Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme”, KESK Kadın Dergisi, 8 Mart 2020 Özel Sayısı: 4-8.

[1] KEFA (Kadın Emeği Çalışan Feminist Araştırmacılar), KEİG (Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu) bileşenidir.

[2] IMF Policy Responses to COVID 19.

Bilgi notunu PDF dosyası olarak indirmek için tıklayın.

Şunlar İlginizi Çekebilir...