Nurcan Özkaplan, KEFA[1]
Türkiye’de korona virüs salgınıyla birlikte Mart ayının ikinci yarısından itibaren kapılarını kapatmaya başlayan alışveriş merkezlerinin (AVM) Haziran ayında kademeli olarak açılması planlanıyor. AVMlerde çalışan satış elemanlarının Haziran ayına kadar ücretli izinli sayıldıklarını ve AVM’lerde sadece market ve eczanelerin açık olduğunu biliyoruz. AVM’lerin açılması, %40’ı kadın olan mağaza satış elemanları için bambaşka bir ortamda hizmet vermek anlamına gelecek ve henüz hangi mağaza sahiplerinin AVM’lerdeki mağazalarını hangi koşullarla açacağını da bilmiyoruz. Her AVM’nin kendi koşulları geçerli olmak üzere, 3 ay kira ertelemesi ve virüse karşı diğer güvenlik önlemleri söz konusu olacak.
Sevda Karaca’nın tahminine göre: “Berber, kuaför ve güzellik salonunda istihdam edilirken şu an salgın nedeniyle çalışamayan kişi sayısı 504 bin; çoğu kadın… Alışveriş merkezlerinde istihdam edilen ve şu an çalışamayan kişi sayısı 500 bin; en az yarısı kadın. Salgında eğitime ara verilen okullar, üniversiteler ve yurtların kantinlerinde çalışan kişi sayısı yaklaşık 150 bin; en az üçte biri kadın. Okul servis araçlarındaki şoför ve görevlilerin sayısı yaklaşık 360 bin; servis hosteslerinin tamamının kadın olduğunu düşünürsek yarı yarıya. Gündelik olarak evlerde çalışan yaklaşık 1 milyon kişi şu an işsiz; tamamı kadın… Faaliyetleri sınırlandırılan ya da kapatılan lokanta, restoran ve kafelerde çalışan kişi sayısı 1 milyon 900 bin; bu işletmelerde bulaşıkçı, garson, kasiyer olarak çalışan bir hayli kadın var… Konaklama ve yiyecek zincirleri, perakende, ticaret, tekstil, hazır giyim sektörlerinde 190 bini kayıt dışı olmak üzere 700 bin civarında kadının işini kaybedeceği öngörülüyor. Ev eksenli çalışan ve çok farklı sektörlere iş üreten kadınlar da bu süreçte büyük oranda gelirlerini kaybetmiş durumda (.https://www.evrensel.net/yazi/86201/korona-gunlerinde-kadin-emegi/24 Nisan). Kaba bir hesapla, bu tahminlere göre Hizmetler sektöründe 3.5 milyona yakın kadın çalışanın doğrudan etkilendiği ve bir kısmının da işsiz kaldığı düşünebilir.
Turizm sektörünün bu bahar ve yaz döneminde çok ciddi daralacağını öngörmek mümkün. Antalya’da 900 bin, Türkiye genelinde 3 milyon işçinin çalıştığı turizm sektöründe kadın çalışanlar %50 orana sahip. Sadece oteller, turizm şirketleri değil, aynı zamanda spor salonları, sinema, tiyatro ve konser salonları çalışanları, restoranlar, barlar, eğlence yerleri ve her türlü kültür etkinliklerinin gösterim alanlarını da kapsıyor. Bu dönem Türkiye çapında 1000 festivalin iptal edildiği saptanmış. Dev-Turizm-İş Sendikası ise şu bilgileri veriyor: “Lokanta, otel, seyahat acentesi, kafe, eğlence mekânı, spor salonu, kuaför ve güzellik salonları hepsi turizm sektöründe faaliyet yürüten işyerleri ve bunların hemen hepsi kapanmıştır. 16 Mart’tan bu yana 40 günü aşkın süredir turizm sektöründe faaliyet yürüten işletmelerin yüzde 80’i kapanmıştır. Ne zaman açılacağı da belli değildir. Daha şimdiden kafe vb. işletmelerin yüzde 40’ının iflas ettiği görülmektedir… Turizm sektöründe ortalama 1 buçuk milyon sezonluk/geçici işçi çalışmaktadır ve yaklaşık yarısı kadındır. Sezonluk işçilerin birçoğu ne kısa çalışma ödeneğinden ne de işsizlik maaşından faydalanabiliyor. Sektörde yüzde 30 oranında yer alan göçmen işçiler kayıt dışı çalıştıkları için kısa çalışma ödeneği ve işsizlik maaşından yararlanamamaktadır.
Her krizde olduğu gibi öncelikle kayıtsız çalıştırılanlar işten çıkarıldı. Sayıları hakkında Mart ve Nisan dönemi işgücü istatistikleri yayınlanınca fikir sahibi olacağız. Ancak şu kadarını not edelim, tarım dışında 3 milyon kadar kayıtsız çalışan ücretli mevcuttu. Bunların yaklaşık üçte ikisi de hizmetlerdeydi ve çoğu lokanta, kahve, konaklama, perakende gibi en büyük darbeyi yiyen faaliyet kollarında istihdam ediliyorlardı. Yoksul kesimlere mensup bu işsizler de Aile Bakanlığı’nın verdiği gelir desteğinden başka bir destekten mahrumlar. Ne kadarına ulaşılabiliyor, bu da belirsiz.”
[1] KEFA (Kadın Emeği Çalışan Feminist Araştırmacılar), KEİG (Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu) bileşenidir.