ÇALIŞMA YAŞAMINDA EĞRETİLİK, EĞRETİ İSTİHDAM VE ATİPİK İSTİHDAM İLİŞKİSİ/ 2014

ÇALIŞMA YAŞAMINDA EĞRETİLİK, EĞRETİ İSTİHDAM VE ATİPİK İSTİHDAM İLİŞKİSİ*

(Metne ulaşmak için tıklayın)

Önsöz ve Teşekkür

Devletin ve pek çok işveren örgütünün sürekli tekrarlayarak gündemimize soktukları bir öneri, uzunca  zamandır kadın istihdamı ile ilgili her türlü gündemi ele almada yaygın kullanılan bir kısayol oldu: Esnekleşme kadın istihdamını artıracak ve kadınların ücretli çalışma yaşamları dolayısıyla yaşadıkları birçok sıkıntıya çare olacaktı. Bu söylemde,  kadınların aslen ve öncelikle ev ve aileleri ile ilgili rollerinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmek  istedikleri, bunun için de ücretli çalışma yaşamının hayatlarında ikincil  kaldığı  varsayılıyor.  Kadınların tercihiymiş gibi öne sürülen bu durumun üstesinden gelebilecek  en iyi yöntemin ise esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması olduğu kabul ediliyor.  Esnek çalışma  sayesinde,  kadınların iş-aile uyumunu sağlayabilecekleri,  aile ve evlerine öncelik verebilecekleri  söyleniyor. Oysaki burada kadınların bunu  tercih etme  durumlarından çok, seçeneksizleştirilmeleri  nedeniyle tercih etme zorunlulukları söz konusu; çünkü ücretli çalışma seçeneği erkeklerin aksine, kadınların önüne her zaman  hane-ailenin  bakım  sorumluluklarıyla birlikte  sürülüyor. Bu sorumlulukları kadının üzerinden alacak mekanizmalar geliştirilmiyor. Esneklik söyleminin temeli,  kadının aile ve haneye ait olduğu ve iş yaşantısındaki yerinin geçici ve arızi olduğu yönündeki ataerkil inanca dayalı.

Diğer yanda, kadınların erkekler ve işveren çevreleriyle, esnekleşme gibi ihtivası belirsiz bir kavram etrafında, uzun zamandır sürdürdüğü müzakere ve pazarlıklar mevcut.  Ataerkil aile ve neoliberal piyasa arasında kadınların, ya çalışma yaşamında ikincilleşmeleri ya da ağır yükler altında ezilmeleri seçeneklerinden birine mahkûm olduğu yönündeki söylemin aksine, kadınlar, doğum borçlanması, analık-ebeveyn izinleri, çocuk bakım hizmetleri gibi  iş-aile dengesi politikaları yolu ile bu gri alanda bazı iyileştirici tedbirlerin düşünülebileceğini ortaya koydular.   Ancak,esnekleşmenin izlediği en tanıdık rotalardan biri olan  (ve tipik çalışmanın aksine zaman ve mekân [işyeri]  açısından esnetilmiş çalışma biçimlerini içeren)  atipik istihdam ve çalışma biçimlerinin yaygınlaşması  ve  bu yöndeki ısrarlar Türkiye’de oldukça kuvvetli şekilde dile getiriliyor. Hemen akla gelen ilgili öneriler arasında kamuda kısmi süreli çalışma, geçici istihdam büroları yolu ile  -ödünç işçi ilişkisi ile- çalışma, alt işveren  -taşeron-  sisteminin daha da yaygınlaştırılması var. Tesadüfi olmayan bir şekilde bu öneriler kadın istihdamına yapacakları katkı ile  piyasaya sürülüyor.  Doğum yapan kadın memurun  kısmi zamanlı çalışmadan  yararlanacağı;  ev işçisi kadınların  geçici istihdam büroları yoluyla  daha fazla iş  imkânından yararlanacağı  ve  taşeron sistemi  içerisinde fiili durumun yasal düzenlemelere bağlanmasından en fazla sistemin mağduru kadın taşeron işçilerin yararlanacağı propoganda ediliyor…

Bu çalışma kısaca, istihdam politikaları alanında benzer yol haritalarının, başka ülkelerde kadın istihdamı açısından hangi sonuçlara yol açtığını göstermek üzere hazırlandı. Önümüze çıkan tablo, atipik istihdamın hâkim hale gelmesi ile kadınların ücretli çalışma yaşantısında seçeneksizlik, yoksulluk, önünü görememe, güvencesizlik, örgütsüzlük ile karakterize  olmuş  bir kötüleşmeye işaret eden eğretileşme hali oldu. Daha da ilginci, eğretileşme, yalnızca iş yaşantısının ve istihdamın eğretileşmesi değil, hane ve aile yaşantılarına da uzanan bir fenomendi. Süper kadın olmak ve çocuk doğurma yaşını ertelemek ile iş-aile dengesi açısından çözümler geliştirmeye çalışan, ağırlıkla geçici istihdam edilmiş bir İspanyol kadın tipi, yarı zamanlı bakım hizmetlerinden faydalanıp birkaç çok küçük iş ile istihdam piyasasında tutunmaya çalışan bir Hollandalı “part -timer” kadın tipi  ve kendi hesabına çalışmanın bir türünden diğerine geçerek sürekli bir kariyer yaşamını hayal dahi edemeyen bir İtalyan kadın tipi artarak görünürlük kazanıyordu. Bu arada göçmen kadınların bakım emeği vazgeçilmezdi ve oluşmayan iş-aile dengesine bir yama  da bu kadınlar sayesinde vurulmaya çalışılıyordu.

Raporda emeği geçen bütün kadınlara teşekkürlerimizle…

KEİG Platformu

Araştırma metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Bu rapordan kaynak göstermek kaydıyla yararlanılabilir.

Şunlar İlginizi Çekebilir...